46 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi

Jetgiller Ekonomisi: Bitcoin

Aktif . Gösterim: 9467

Öncelikle konuya iyimser kısmından bakarak başlamak istedim ve bu yüzden Jetgiller Ekonomisi adını verdim yazıma. Biraz kötümser bakarsak "Yeni Bir Ponzi Şeması mı?" sorusu da çok anlamlı olurdu eminim ki..

Son dönemlerde oldukça populer bir konu. Dünyanın en yeni para birimi: Bitcoin. Herkesin sahip olabileceği fakat asıl sahibinin belli olmadığı, yani hiçbir devlet garantisi olmayan bir para birimi Bitcoin. Teknolojinin 'sınırları' nasıl kaldırdığı ve internetin hangi aşamaya geldiğini göstermesi açısından oldukça enteresan bir 'deney'.

Satoshi Nakamoto ve Bitcoin

Deney kelimesini özellikle kullanma sebebim, bu projenin gerçek sahibinin henüz bilinmiyor oluşu. Bitcoin deneyinin başlamasının üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen henüz kim ya da kimler tarafından başlatıldığı bilinmiyor. Rivayete göre 2007 yılında Satoshi Nakomoto isimli biri ya da birileri tarafından yeni para birimi projesinin adımları atıldı. Satoshi Nakomoto kim, paranın ismi Bitcoin nereden geliyor soruları ile birlikte yine türlü rivayetler dolaşmaya başladı ortalıkta. Bir söylentiye göre Sa(msung) Toshi(ba) Naka(michi) Moto(rola) firmalarının arkasında olduğu proje temel olarak, elimizdeki donanımla bi networke bağlanıp sha256 ile şifrelenmiş bitleri çözerek ve denk gelirse para kazanmanız prensibine dayanıyor. Bilgisayarınızın gücüyle, networkte saatlerce bitleri sağa sola taşıyarak (teorik olarak tabi ki) kazandığınız paranın ismi Bitcoin oluyor. Yaptığınız bu işlemin adı da Bitcoin Mining. Siz de "Age of Empires" oyunundaki madenci oluyorsunuz. Para Madencisi.

Jetgiller Paramız Hazır

15 Ağustos 2008'de Neal Kin, Vladimir Oksman, and Charles Bry isimli şahıslar tarafından Bitcoin'in çalışma prensibine dayalı bir algoritmanın patent başvurusu yapıldı. Fakat ilginçtir ki bu şahıslar, Satoshi Nakamoto ile bir ilişkileri olmadığını söylediler.

18 Ağustos 2008'de ise bitcoin.org domaini anonymousspeech.com sitesi üzerinden tescil ediliyor. Bu site üzerinden tescil yapılarak, bitcoin.org'un gerçek sahiplerinin kim olduğu yine başarıyla gizlenmiş oldu.

31 Ekim 2008'de ise Satoshi Nakamoto, kripto para birimi olan Bitcoin sisteminin işleyişini açıklayan bir yayın yapıyor. Burada kanıtlamaya çalıştığı en önemli şey: bir bitcoin'in aynı anda iki farklı yerde ya da art arda defalarca harcanamayacağı.Yani bildiğimiz anlamda para işleyişine sahip olacağını gösteriyor.

Bildiğimiz anlamda para, altın karşılığı basılır ve basılan her para sisteme girdiğinde, örneğin bankada, hesaptaki bakiye üzerinden izlenir. Her işlem bir öncekinin devamı niteliğinde olmalıdır ki, bir 'para' bir kez harcanabilsin.

Bitcoin'in mining sisteminde ise bu sorun şu şekilde çözülüyor;

Her bir kullanıcı kendisine gönderilen geçerli ve yeni para hareketi mesajlarını bir blokta saklıyor. Bu blok denilen veri kümesi para transferleri dışında bir önceki blok referansını da içeriyor yani bloklar arası bir silsile söz konusu. Geçerli bir bloğun oluşturulabilmesinin son şartı ise matematiksel bir puzzle'ın doğru yanıtını bulmak. Puzzle herhangi tek bir kişinin tek başına çok çok uzun sürede çözebileceği ancak sistemi kullanan tüm kullanıcılar için ise ortalama 10 dakikada çözülecek bir zorluk derecesine ayarlanmış durumda. Puzzle'ın cevabı bulunduğunda blok çözülmüş oluyor ve puzzle'ı çözen kişinin bloğa dahil ettiği işlemler geçerlilik kazanmaya başlıyor. Mining adı verilen bu süreç sonunda da işlemi gerçekleştiren kişiye belli bir miktar ödül veriliyor (bu aşamada yeni bitcoinler yaratılıyor ve sisteme yeni bitcoin girişi bu şekilde oluyor). Bu mining sistemi sayesinde bir paranın iki kez harcanması pratik olarak imkansızlaşırken transferler de kronolojik olarak sıralanmış oluyor. Yukarıdaki örnekte toplamda 10 bitcoini olan kullanıcı önce ahmet'e, sonra mehmet'e 10 bitcoin gönderdiğini söylemişti; 10 dakika içerisinde kullanıcılardan biri puzzle'ı çözüyor ve bu transferlerden hangisi çözen kişi tarafından düzenlenen bloktaysa o geçerlilik kazanıyor.

Sistem, daha da gelişmesi için 9 Kasım 2008'de açık kaynak kodlu olarak yayınlandı ve nihayet 3 Ocak 2009'da ilk sanal para birimi 'bitcoin' 'üretildi' ve 12 Ocak'ta ilk kez sanal para birimi olarak kullanıldı. Bitcoin için macera böylece başlamış oldu.

BTC / USD Paritesi

Biliyorsunuz ki, tüm para birimleri Dolar'a, Dolar ise Altın'a endeksliydi. Bretton Woods sistemin en temel özelliği buydu ve Amerika, tüm dünyayı bu şekilde uzun bir dönem 'kazıkladı'. Daha sonra bu sistem terk edilerek "Dolar Endeksi" uygulamasına geçildi. Bu, bir önceki kazıklamanın upgrade edilmiş versiyonu ve Amerika'yı bugün dilediği gibi para basma rahatlığına ulaştıran yeni sistem.  Şimdi birileri Bitcoin ismiyle kripto-dijital bir para ürettiğini söylüyor ve bunun herhangi devlet garantisinde olmadığını da ekliyor. Amerika'nın yapmak isteyeceği ilk şey pariteyi oluşturmak tabi ki.

New Liberty Standard tarafından, bir bitcoin üretimi için açık kalacak bir bilgisayarın üreteceği elektrik tüketimini hesaplayarak buradan USD / Bitcoin paritesini US$1 = 1,309.03 BTC olarak belirlendi. 18 Mart 2010 tarihinde, daha önce yapılan patent başvurusu da kabul edildikten sonra artık Bitcoin'in para birimi olarak kullanılmasının önünde bir engel kalmayınca, Laszlo Hanyecz isimli vatandaş, yemek alışverişini Bitcoin ile yaptı ve 10.000 BTC ile bir pizza satın alındı. O zaman 25 USD ye denk gelen 10.000 BTC şu anda 2.369.300 USD. Hayatının en pahalı pizzasını yediğini bilseydi biraz daha tadını çıkarmak isterdi sanırım o an. Yine Mart 2011 tarihinde bir kişi 1984 model Celica Supra'sını 3.000 BTC'ye sattı.

Bu tarihten sonra Bitcoin, diğer para birimleri gibi alışverişlerde daha fazla kullanılır oldu. Öyle ki türev işlemlerde dahi kendine yer buldu. İlk call option sözleşmesi 9 Aralık 2010 tarihinde yapıldı. Nisan 2011 tarihinde de ilk put option sözleşmesi yapıldı. Online oyun sitelerinde, web hosting hizmetlerinde, her türlü illegal işlemin döndüğü (uyuşturucu ticareti, silah satışı ve kiralanması ve hatta kiralık katil tutma hizmetleri olan bir site) Silk Road'da, Çin'in en büyük internet aram motoru Baidu'da, Amerika'daki bazı restoranlarda, Kıbrıs Üniversiteleri'ndeki harç ücretlerinde ve daha birçok yerde Bitcoin kabul edilmeye başladı. Gördüğünüz gibi, sanal olarak oluşturulan bir para birimi, gerçek para ile yapılan tüm işlemler için teste tabi tutuluyor bi' anlamda. Merkez bankalarından ve devlet garantörlüklerinden bağımsız bir para birimi demek, herkes için daha korkusuz bir gelecek anlamına geliyor.

Bitcoin bir yandan piyasaya alışırken bir yandan da piyasa Bitcoin'e alışmaya başladı ve dolar karşısında sürekli değer kazanmaya başladı. Bunda spekülatif hareketlerin de payı büyük şüphesiz. Bir günde %40 değeri artan ve diğer gün %70 düşen dünyada kaç para birimi var sonuçta.

9 Mart 2011 tarihinde USD/Bitcoin paritesinin 1 olduğuna dikkatinizi çekerim. Yalnızca 1 yıl önce, Mart 2010'da yapılan ilk parite hesaplamasında 1.309,03 Bitcoin = 1 USD iken, bundan tam 1 yıl sonra paritenin bu duruma gelmesi de oldukça fantastik. 

Dolar'ın ardından 2011 yılında sırasıyla İngiliz Pound'u, Brezilya Real'i ve Euro ile de parite hesaplanmaya başladı. Euro'yu Nisan 2011'de geçti.

28 Mart 2013'te dolaşımdaki Bitcoin'lerin piyasa değeri 1 milyar USD'yi aştı. Aynı yılın Nisan Ayı'nda ise 1 BTC = 100 USD olarak, o tarihe kadar ki en yüksek seviyesine ulaştı. Burada da hızı kesilmeyerek aynı ay içerisinde önce 266 USD ye kadar tırmandı ve ardından 100 Dolar seviyelerine indi. Kasım 2013'te ulaştığı değer ise 1 BTC = 1.242 USD oldu. Bu kadar dalgalanan bir para birimi tabi ki elinde Bitcoin bulunduran insanları, bunu harcamaktan çok elinde tutmaya zorladı. Bunun bir diğer etkisi de, Sırasıyla Baidu, Çin Merkez Bankası gibi kuruluşların Bitcoin ile yapılan işlemleri yasaklaması oldu.

Şu anda dolaşımda olan (ya da üretilen, çıkarılan, hangisini isterseniz o şekilde ifade edebilirsiniz) toplam 14.560.975 adet Bitcoin var. (Ağustos 2015 itibarı ile) Bitcoin'in toplam 21 milyon adet olarak piyasaya sürüleceğini ve bunun da 2140 yılına kadar tamamlanacağını gözönüne aldığımızda, yazının ilk kısmında bahsettiğim "paranın çifte harcanması riski" ile deflasyonist özelliği nedeniyle harcanmaktan çok elde tutulmaya zorlaması, Bitcoin için ikinci en önemli sınav bana ve birçok kesime göre.

Bitcoin kullanılarak yapılan işlem tutarı ilk kez dünyada Kasım 2013 tarihinde ilk 10'a girerek 8. oldu. Bu sıralamada Western Union, Bitcoin'in arkasında kaldı. Tabi bu noktada o tarihteki BTC / USD paritesini de gözönüne almamız gerekiyor, Western Union'a haksızlık etmemek adına. Aşağıdaki grafiklerde, açıkladığım tüm bu hususları sırasıyla görebilirsiniz. (Grafikleri büyütmek için resimlerin üzerine tıklayın.)

 

 

gallery

gallery

gallery

 

Oturduğu Yerden Milyoner Olan Adam

Bitcoin ile ilgili en meşhur hikayelerden biri şu: Norveç'te yaşayan Kristoffer Koch, 2009 yılıında kriptolama ile ilgili bir tez hazırlarken, $26.60 ile 5.000 BTC alıyor. Aradan 4 yıllık zaman geçiyor, Koch mezun oluyor, cübbe giyip kep atıyor ve birden aklına aldığı bu BTC'ler geliyor. Hemen giriyor dijital cüzdana ve 5.000 BTC nin hala hesabında olduğunu görüyor. Bitcoin'lerin o andaki toplam değeri USD 886.000.

Piyasada bu kadar konuşulmasına, Time Dergisi'de sessiz kalamadı ve bir bitcoin makalesi yayınladı. Herkesin sorduğu soruyu onlar da sormuştu: "Devletlerin paraları için bir tehlike mi?" Ardından New York ve Londra'da konferanslar düzenlenerek oara birimi tartışılmaya başlandı. Televizyon şovlarında tartışıldı, ki hala tartışılıyor, Bitcoin ile yapılan bağışlar kabul edilir oldu, yalnızca Bitcoin kullanılabilen internet alışveriş siteleri açıldı. Bunca gelişmeye rağmen ortada fiziki bir paranın olmaması da dikkatinizi çekmek istediğim bir diğer konu. Şu anki hayatımızda da durum pek farklı değil aslında. Maaş hesabımıza maaşımız yatar, biz onun 7/16 sı ile ev kirası, kalanın 3'te 2 si ile kredi kartı borcu, kalan paranın 1/9'u ile araba kredisini öder ve kalan 1/19 u ile de yaşamaya çalışırız. (Kesirlerin toplamının 1 olup olmadığını hesaplamayı size bırakıyorum :)

Bitcoin'in de bunu üstelik garantör bir devleti olmadan başarabilmesi Jetgiller ekonomisi için atılan ilk önemli adım bana göre.

Fiziki Paranın Basılması

Bitcoin'in fiziki olarak basılmadığını söylemiştim. Yalnızca Elektronik cüzdanlarda saklanan ve bu cüzdana, servera bağlanan .dat dosyası ile erişilen Bitcoin'de ard arda gelen hırsızlıklar sonrası yeni para birimi önce ilk kez Eylül 2011'de fiziki olarak da basıldı ve ardından Amerikan Finansal Suçları Önleme Ağı (FinCEN) tarafından diğer para birimlerine olduğu gibi hırsızlık ve dolandırıclıkla ilgili koruma sağlandı.

Fiziki olarak basılmasının ardından, ilk Bitcoin ATM'si San Diego'da açıldı. Ağustos 2013'te Almanya, Bitcoin ile yapılan işlemler, yatırım ve elde edilen kazançları vergilendirmeye tabi tutacağını açıklayarak, Bitcoin'i resmi olarak kabul eden ilk devlet oldu.

Sonuç olarak Bitcoin, son dönemde finansal piyasalarda yapılan en önemli deneylerden biri. Birileri tarafından gerçek anlamda birşeyler deneniyor gibi. Özellikle Dolar açısından riskli bir gelişme olarak yorumladığım bu durum 1600 lerde yaşanan lale çılgınlığı boyutuna ulaşır mı bilmem ama, bu sürecin sonu ya benzeri bir balonun patlaması ile bitecek, ya da gerçekten hepimizin Jetgiller parası olacak. 

Yazıyı yayınlamamın ardından birkaç gün geçmişti ki, Bitcoin ile ilgili çok enteresan bir gelişme daha yaşandı:

ABD'li finans profesörü Bhagwan Chowdry, Bitcoin'in kurucusu Satoshi Nakamoto'yu Nobel Ekonomi Ödülü'ne aday gösterdi. Nobel Komitesi de bu yönde bir karar alırsa ve olur da ödülü Satoshi Nakamoto kazanırsa, 1 milyon USD ödülün sahibi olacak. 

Bitcoin'in kurucusunun alacağı ödülün Dolar olması ise ironik olacaktır :)

Birkaç Kritik Soru

1. Bitcoin'in kurucusu Satoshi Nakamoto isminde bay/bayan/kişi/kişilerin halen kim oldukları bilinmiyor.

2. Satoshi Nakamoto adresinden gönderilen maillerin Almanya merkezli olduğunun ortaya çıkması ile Bitcoin'in Almanya tarafından Dolar'a karşı başlatılan bir savaş olduğunu düşünmememiz için bir sebep var mı?

3. ABD ile Almanya arasındaki muhtemel bu savaşın bir ayağının, yaptırım altındaki İran Bankaları ile işlem yaptığı için ABD tarafından Alman ve Fransız Bankaları'na ağır cezalar kesmesinin bir ilişkisi olabilir mi?

4. Yine Almanya ve ABD arasında gizliden gizliye yaşandığını düşündüğüm gizli finans savaşı ile, son günlerde ortaya çıkan Volkswagen'in Amerika Pazarı'ndaki araçlarında ortaya çıkan emisyon hilesi ve bunun sonucunda hesaplanan muhtemel 18 milyar Euro zararın bir ilişkisi olabillir mi? Hatırlayın ki Emisyon Hilesi'nin 2009 yılından bu yana satılan araçları kapsadığı açıklandı. Bitcoin'in pazara girmesi ile aynı tarihlere denk geliyor.

accafin.com'u sosyal medyadan takip edebilirsiniz / @accafin

  

Yazıya ilişkin yorumlarınızı sayfanın alt kısmından iletebilirsiniz.

Yasal Uyarı: Her hakkı ACCAFIN.com sitesine ait olan bu makale ve makalede yer alan grafikler ve yorumlar, izinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Tags: finans borsa - halka arz bütçe, risk ve yatırım blog

ACCAFIN | MUDEFIN

Vizyon; Muhasebe, Denetim ve Finans alanlarında öncelikli başvuru kaynağı olmaktır.


Misyon; Muhasebe, Denetim ve Finans alanlarında nitelikli yayınlar ile kullanıcıların bilgi ve farkındalık seviyelerinin artmasına yardımcı olmaktır.


Bizi takip edin!


Periyodik bültenler için mail grubuna üye olabilirsiniz

MUDEFIN | ACCAFIN Mobile

0
paylaşım!

Bizi takip edin..

Sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz...

0
paylaşım!