Ortakların, Anonim Şirket kuruluşlarında koymuş oldukları sermaye, şirketlerin zarar etmesi gibi çeşitli sebeplerle kayba uğramaktadır. Dolayısıyla, bu sermaye kaybının belli bir oranın üzerine çıkmasına kanundaki açıklamasına göre ( T.T.K. Madde 376 ) sermaye kaybı; pratikte ise teknik iflas denmektedir.
Bu yazımda; şirketlerin teknik iflasa düşmeleri sonucu ne gibi önlemler alarak sermayelerini tekrar ayağa kaldırabilir, önlemleri alırken şirket ve ortakların vergi karşısındaki sorumlulukları nelerdir; bunları ifade etmeye çalışacağım.
Yeni TTK ve Teknik İflas
Yazımın ilk kısmında ve başlığında belirtmiş olduğum sermaye kaybı / teknik iflasın Anonim Şirket'ler için, T.T.K. Madde 376'ya göre açıklaması aşağıdaki gibidir;
- Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.
- Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.
- (Değişik: 26/6/2012-6335/16 md.) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur.
Sermaye Kaybına Önlem Alınması
T.T.K.’nın madde 376’da belirttiği şekilde sermaye kaybının yaşanması durumunda, yönetim kurulunun ön gördüğü iyileştirici önlemler şunlardır;
a- Geçmiş yıl zararlarının ortaklar tarafından karşılanması. ( Zararın Mahsubu )
Muhasebe Kaydı;
--------------- / ---------------------------------------------------------------
131 Ortaklardan Alacaklar XXX
580 Geçmiş Yıl Zararları XXX
--------------- / ---------------------------------------------------------------
102 Bankalar XXX
131 Ortaklardan Alacaklar XXX
--------------- / ---------------------------------------------------------------
b- Ortaklar tarafından şirkete konulan fon. ( Zarar Telafi Fonu )
Muhasebe Kaydı; (01.06.2012 tarih ve B.07.1.0.06.49-010.01-11 sayılı özelgesine göre )
--------------- / ---------------------------------------------------------------
131 Ortaklardan Alacaklar XXX
679 Diğer Olağan Dışı Gelir ve Karlar XXX
--------------- / ---------------------------------------------------------------
--------------- / ---------------------------------------------------------------
102 Bankalar XXX
131 Ortaklardan Alacaklar XXX
--------------- / ---------------------------------------------------------------
Yukarıdaki örnekler teknik iflasa girmiş şirketleri ilgilendiriyordu. Değinilmesi gereken bir diğer konu da bir şirketin iştirakleri / bağlı ortaklıkları teknik iflasa girdiğinde, ilgili şirket tarafından yapılması gereken kayıtlardır.
Teknik İflas Değerlendirmesi
Bir şirketin, iştiraki / bağlı ortaklığının genel kurulu tarafından, sermaye kaybı sebebiyle ortaklarının geçmiş yıl zararlarını karşılamasına ya da zararı telafi etmek amacıyla şirkete fon verilmesi hususunda karar alındıysa;
Şirket tarafından yapılması gereken muhasebe kaydı her iki işlem için de aynıdır; (01.06.2012 tarih ve B.07.1.0.06.49-010.01-11 sayılı özelgesine göre )
--------------- / ---------------------------------------------------------------
770 Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler XXX
332/333 İştiraklere / Bağlı Ortaklıklara Borçlar XXX
--------------- / ---------------------------------------------------------------
--------------- / ---------------------------------------------------------------
332/333 İştiraklere / Bağlı Ortaklıklara Borçlar XXX
102 Bankalar XXX
--------------- / ---------------------------------------------------------------
Sonuç
Şirketler, sermayelerinin 2/3 ünü kaybetmeleri durumunda genel kurul kararıyla birlikte ortaklardan gelen paralar ile sermayeyi güçlendirmek zorundadır. Vergi idaresinin yayınlamış olduğu, 01.06.2012 tarih ve B.07.1.0.06.49-010.01-11 sayılı özelgesine göre; örneklerle de desteklemeye çalıştığım şekilde; Paydaş olan şirketin, yapmış olduğu ödemeleri; “Kanunen Kabul Edilmeyen Gider” olarak hesaplarında göstermesi gerekmektedir. Aynı şekilde, sermaye kaybına uğrayan iştirak / bağlı ortaklık da, ilgili rakamı zarar telafi fonu olarak hesaplarına alırken Kurumlar Vergisi’ne tabi tutup “Diğer Olağandışı Gelir” olarak kayıtlarına alması gerekmektedir.
İlgili özelgeye kadar, bir şirkette ortaklığı olan paydaş şirketler, göndermiş olduğu paraları iştirak / bağlı ortaklık hesaplarının maliyetine eklemekteydiler. Ayrıca, T.T.K.’ya göre sermayesini güçlendirmek zorunda kalan iştirakler / bağlı ortaklıklar kendilerine gönderilen paraları; “Diğer Sermaye Yedekleri Hesabına” yahut “Ödenmemiş Sermaye” hesabına işlemekteydiler. Burada amaçlanan; ya sermayeyi kayba uğratan zararın ortaklar tarafından karşılanmasını sağlamak ya da bir nevi sermaye avansı sayılabilecek ön ödemeyi ortaklardan alarak bir fon hesabında izlemek. Fakat, vergi idaresinin ilgili özelgesi ile birçok mali müşavirin kafası karıştı. Mali müşavirlerin çoğu eski yönteme devam edilmesi hususunda görüş bildirse de henüz somut bir gelişme yok. Gönderdiği paraları KKEG yapmayan ortak firmalar ile gelen paraları “Gelir” yazmayan iştirak / bağlı ortaklıklar, olumsuz bir görüş gelmesi halinde; vergiyi doğuran bir olay sözkonusu olmadığından ve tamamen kanunun zorlayıcı maddeleri gereği şirketi fonlamak zorunluluğu getirildiğinden, durumu dava konusu yapacaklarını düşünüyorum.