Paranın mutluluğu satın alamayacağı asırlık bir mecazdır. Araştırma yöntemlerinin gelişmesi ve kolaylaşması ile birlikte araştırmacılar bu durumu farklı şekillerde test etmeye çalışıyorlar. Ekonomi alanında ödüllü iki psikolog Daniel Kahneman ve İktisatçı Angus Deaton’un bir kamuoyu araştırma şirketi olan Gallup’un anketlerinden çıkararak 2010 yılında yayınladıkları ve çok fazla atıf alan araştırma sonuçları gösterdi ki Amerikalılar’ın yaşam memnuniyeti yıllık olarak o dönemin 75 bin doları ve bugünün yaklaşık 90 bin dolarına denk gelen bir limitin üstüne çıktıkları ölçüde iyileşmeye başlıyor. Yüksek gelir duygusa yönden iyileşme yaratmasa da yaşam memnuniyeti önemli ölçüde artıyor.
Son dönemde okuduğum ve kişisel finans alanının başyapıtlarından sayılan bir kitap da bu konuyla oldukça ilgili ve bu yazımda bu kitabın incelemesini yapacağım: “Babil’in En Zengin Adamı”.
Kitap İncelemesi: Babil’in En Zengin Adamı
George S. Clason's kitabı 1926 yılında yazmış ve bugüne kadar 26 dile çevrilen kitabı 3 milyondan fazla satmış.
1929 yılındaki Büyük Buhran öncesinde bankalar ve sigorta şirketlerinin adeta geleceği öngörür gibi halka tasarruf çağrıları yapmasının bir parçası olarak bir dizi "Babil öyküsü" yazan Clason kitapçıklarından birinin böyle bir noktaya ulaşacağını muhtemelen kendisi bile tahmin edememiştir.
Kitabın böylesine bir satış rakamına ulaşması ve neredeyse 100 yıllık bir eser halindeyken bile güncelliğini korumasının birkaç önemli sebebi var bana göre; Öykülerde yer verilen mesleklerin, yaşanan olayların ve çıkarılan derslerin basit, anlaşılır ve herkesin başına gelecek türden olması ve her hikayesinde karışık gibi görünen konuları bile renkli metaforlarla ve basit bir dille aktarabilmesi anlatılanların birçok insane ulaşabilmesini sağlamış görünüyor.
Örneğin her bir öyküde köle var, deve tüccarı var, tefeci var, inşaat işçisi var, askerler var, zanaatkârlar var… Kısaca günümüzde de karşılığı olan birçok meslek var…
Kitabın dayandığı temel düşünce ise kitabın içinde açıkça yer alıyor;
“Mutluluk ve memnuniyet getirecek tüm güzel şeylerin gücü servetle artar! Zenginlik güçtür. Zenginlikle pek çok şey mümkündür. "
Dikkate ederseniz “para” vurgusu yerine “servet” vurgusu yapılmış. Para veya statü değil, servet arayın. Servet, siz uyurken kazanan varlıklara sahip olmaktır. Para, zamanı ve serveti nasıl transfer ettiğimizdir. Statü, sosyal hiyerarşideki yerinizdir.
Hikayelerin alt metninde vurgulanan bir diğer nokta da servete etik olarak ulaşmanızın önemi… Yalanla, fırsatçılıkla, kurnazlıkla ulaşabileceğiniz şey servet değil anlık ve geçici haz’dır. O da başarılı olmanız halinde ve en iyi ihtimalle…
Bu düşünce ile yazar tutumlu olmanın 7 temel kuralını ve altın birikimi için önemli olan 5 temel kuralı, kitabında farklı hikayeler eşliğinde açıklıyor. Detaylara girmeyeceğim ancak başlıklar halinde bu kurallar şöyle;
Birikim için yedi temel kural;
- Gelirinizin %10’u ile cüzdanınızı beslemeye başlayın
- Harcamalarınızı kontrol altına alın
- Birikiminizi ek yatırımlarla çoğaltın
- Yatırımlarınızda anaparayı kaybetmemeniz temel felsefeniz olsun
- Kira giderinden kurtulmak için bir adet konut yatırımı yapın
- Pasif bir gelir yaratın
- Kendinize yatırım yaparak kazanma yeteneğinizi arttırın
Altın’ın beş kuralı;
- Altın için gelirinizin %10’unu biriktirmeye başlayın
- Altın birikiminizi sabit olarak bekletmeyin, ek getiriler için yatırıma yönlendirin
- Altını doğru alanlardaki yatırımlara yönlendirin
- Anaparanızı kaybedecek riskli alanlardan uzak durun
- Daha fazla kazanç için hileli yatırımlardan uzak durun, bildiğiniz ve uzmanı olduğunu yatırım türünü benimseyin
Her iki kurallar bütünü de oldukça basit… Kitaptaki hikayeler de öyle… Ancak şu açık ki, kitapta birikim ve para ile ilgili basit anlatım ve öğütler, sıradan bir anlatımı değil, aslında neredeyse bir yüzyıldır bazı temel birikim kurallarının değişmeden devam ettiğini gösteriyor. Bu yüzden “kurallar her zaman aslında basitti, zor olan onları uygulamaktı” sonucunu çıkarabiliriz.
Antik bulgularla kurgulanan kitapta altını çizdiğim noktalar epey oldu.
Bu noktalara değineceğim ancak öncelikle, kitapta yer alan birçok hikaye ve her bir hikayedeki metafor bir yana, kitabın isminde Babil olması hikayelerin büyük kısmının Babil’de geçmesi bile bir metafor bana göre.
Kısa bir tarih bilgisiyle Babil, Mezopotamya'da adını aldığı Babil kenti etrafında MÖ 1894 yılında kurulmuş, Sümer ve Akad topraklarını kapsayan ancak sadece iki doğal kaynağa sahip bir imparatorluk olarak bilinir: verimli toprak ve Fırat Nehri’nin suyu. Şehirdeki diğer her şey insan yapımı...
Örneğin Dünyanın geri kalanı hayatta kalmayı öğrenirken, Babil halkı kenti savunmak için muhteşem bir duvar inşa etmiştir. Farklı yetenek ve zanaatlara sahip halktan, ilk mühendisler, matematikçiler ve finansörlerin çıktığı kabul edilmektedir. Yine yazılı bir dile sahip ilk insanlar olarak kabul edilirler.
Kısaca, halkın çalışkan olması Babil’i en zengin ilk çağ imparatorluklarından biri haline getirmiştir. Bu nedenle kitap ismini ve öykülerin Babil’de geçmesi bana ayrı bir keyif verdi açıkçası.
Diğer yandan kitabın bir müzisyen ve zanaatkâr arasındaki konuşmalarla başlaması ağustos böceği ve karınca hikayesinin oldukça benzer bir versiyonu ancak buradaki tek fark, sadece ağustos böceğinin değil karıncanın da uzun vadeli birikim yapmadan “günlük” yaşaması ve bundan hoşnut olmayarak olumlu yönde bir adım atmak istemesi. Babil’in Bansir’i asıl hikayedeki karıncanın bir spin-off’u olabilir :)
Kitaptaki 7 altın öğütten biri olan “birikim için %10’luk oran!” prensibi başlangıçta tutarlı ilerlemeniz ve birikim alışkanlığı kazanmanız için iyi bir oranken bu oranın ileride artması birikim daha hızlı büyümesini sağlayacaktır.
Diğer bir temel kural olan, birikiminize getiri sağlamanız ve getirinin de getirisini elde etmeniz gerekliliği ise bana Einstein’ın meşhur sözünü hatırlattı: “Bileşik faiz Dünya’nın sekizinci harikasıdır. Onu anlayan kazanır, anlamayan bedelini öder!”
Kendi adıma ufuk açıcı bulduğum bölüm ise “şans” ın açıklanabilme ihtimali ve “arzu”nun yönetilebilme gerekliliği ile ilgili kısımlar oldu. Ian Hacking de “Şansın Terbiye Edilişi” kitabında şansı “çakışan nedensel hatların bir sonucu/görüntüsü” olarak tanımlamıştır. Kisaca, servete giden yolda da iyi şans faktörü sizi sebepsiz bulmayacaktır!
Kitabın Türkçe’ye çevirisini genel olarak başarılı bulsam da bazı noktalama işareti eksikliğinden kaynaklanan akıcılık sorunlarının olduğunu söylemeliyim. Virgül eksikliğinden bazı cümleleri birkaç kez okumak durumunda kaldım. Kapak içindeki künye bilgilerinde ise baskı sayısı ve ISBN bilgisine ulaşamadım.
Kitabı tabi ki tavsiye ediyorum ancak benim tavsiyemden daha önemlisi; 1926 yılında ilk baskısını yapmış olan ve bugüne kadar 3 milyon adetten fazla satışa ulaşmış bu kitabı okumak için tarihsel bir sorumluluğunuz olduğunu söylemeliyim :) Özellikle “kişisel finans” üzerine kitap arayışı olanlar için “Babil’in En Zengin Adamı” kitabı iyi bir seçenek olabilir.
Babil'in En Zengin Adamı
Orjinal Adı: The Richest Man In Babylon
Yazar: George S. Clason
Çevirmen: Merve Ünsal
ISBN: 9786059397520
2018
Sayfa Sayısı: 149
Bu yazıyı sosyal medyada paylaşmak için ekranın solundaki sosyal medya araçlarını kullanabilirsiniz.