Sermaye piyasaları ile ilginiz yoksa, bu haberlere denk geldiğinizde finans terimleri kadar hayvan isimleri de duyduğunuzda buna bir anlam veremeyeceksinizdir. Ayı, boğa, kurt, kelebek gibi hayvanların sermaye ve yatırım ile ne ilgisi olabilir?
Ancak bu hayvanların bir kısmı, sadece hayvanseverler ya da zoologlar için değil yatırımcılar için de çok şey ifade ediyor. Açıklanması uzun sürecek karmaşık olaylar tek bir hayvan türü ile ifade edilerek herkesin aynı sonuca varması hedefleniyor. Dolayısıyla bu ifadeler başta anlaşılmaz gelse de aslında her biri zaman içerisindeki basitlik ve anlaşılabilirlik ihtiyacından doğmuş benzetmeler.
Piyasaların gelişmişlik düzeyi ise bu kavramların çoğalmasında temel etken... Örneğin, Wall Street’teki bir yatırımcı için aşağıdaki terimlerin tamamı bir anlam ifade ederken, gelişmemiş bir borsa yatırımcısı için muhtemelen birkaç tanesi mevcut durumu anlatmaya yetecektir.
Sermaye piyasaları doğal yaşam alanı, en geniş hali ile şu şekildedir:
Sembollerle Finans Piyasaları
"Ayı" Piyasası
Sermaye piyasalarına ilişkin kullanılan ilk hayvan teriminin “ayı” olduğu kabul ediliyor.
"Ayı piyasası"nda gelecek hakkında karamsarlık ve hisse fiyatının düşeceği beklentisi hakimdir ve bu nedenle yatırımcılar, gelecekte daha ucuza almak için hisselerini şimdiden satarlar.
“Ayıyı vurmadan postunu satmak” olarak kullanılan eski bir deyişin o dönem yaşanan ilk hisse senedi balonuna uyarlanması ile piyasaların düşme trendine girmesi “ayı piyasası” ile açıklanmaktadır.
Bir finansal varlığın fiyatı, en son tepe noktasından itibaren en az %20 oranında düştüğünde ayı piyasası başlamış olur.
Tarihteki ilk ayı piyasası, Birleşik Hollanda Doğu Hindistan Kumpanyası'nın nemli bir kısmını elinde bulunduran Isaac Le Maire'in, daha sonra düşük fiyattan geri alabilmek ve şirkette çoğunluk hisseye sahip olmayı umarak manipülatif amaçla yaptığı hisse satışıyla oluşmuştur. Bu işlemde Kumpanya'nın hisseleri %11 düşmüştür. Hemen ardından Hollanda Kralı'nın çıkardığı kararname ile bu tarz işlemler yasaklanmıştır.
Bir başka örnek ise, İspanya Veraset Savaşları’nda yüksek borçlanmaya giden İngiltere’de 1720 yılında yaşanmıştır. Savaşın sonunda kazandığı köle taşıma ve satma imtiyazını Güney Denizi Şirketi (South Sea Company)’ne devretmesi ve bunun karşılığında Güney Denizi Şirketi’nin İngiltere’den alacaklı olanlara kendi hisselerini vermesiyle başlayan süreçte, yatırımcıların “tekel” olacağını düşündükleri şirketin hisselerini talep etmesiyle başlayan hisse fiyatındaki yükseliş, beklenen ticaretin yapılamaması ve kazancın elde edilememesi ve şayrıca şirketin devraldığı borçtan daha fazla hisse senedi çıkararak sattığının anlaşılması ile bir anda çakılmıştır. Isaac Newton'un da bu dönemde şirket hisselerine yatırım yaptığı ve hisselerin ilk yükseliş anında 7.000 Pound kâr ettiği ancak ardından gelen ayı piyasasındaki çöküşte 20.000 Pound (bugün için yaklaşık 3 milyon dolar) kaybettiği bilinmektedir.
"Boğa" Piyasası
Sermaye piyasalarında trendin yukarı yönlü olduğunu anlatmak için “boğa” terimi kullanılmaktadır. Beklenti pozitif olduğu için yatırımcıların risk iştahı artar ve finansal varlıklara daha fazla yatırım yapma eğilimine girerler. Böylece finansal varlık (hisse, döviz, kriptovarlık gibi) fiyatları yükselişe geçer.
Boğa piyasalarının üç aşaması vardır (toplama, alım dalgası ve doygunluk) ancak piyasanın hangi aşamada olduğu belirli bir süre (hatta bazen yıllar) geçtikten sonra anlaşılır.
20. yy’ın en ünlü yatırımcılarından John Templeton'ın; “boğa piyasası karamsarlıkta doğar, kuşkuyla büyür, iyimserlikle olgunlaşır ve coşkuda ölür.” sözü boğa piyasalarının yaşam döngüsünü açık şekilde özetler.
Yatırımcı beklentisinin pozitif ve risk iştahının yüksek olduğu bu dönemin en büyük riski "finansal suistimal" lerin oluşmasıdır. Warren Buffett'ın da söylediği gibi; "Yükselen bir deniz, en güvenilmez gemileri bir yüzdürür!"
Enron, WorldCom gibi şirketler, 90’ların sonundaki boğa piyasasının sonuçlarıdır. Bu skandalların ortaya çıkışı ise genellikle piyasaların trendi aşağı yönlü oluşmaya başladığında, piyasalar ayı piyasası eğilimine girdiklerinde olur.
2008’de yaşanan Bernie Madoff Skandalı "1" "2" "3" ve en güncel olarak "Luckin Coffee Skandalı" ise son dönemin en güncel örneklerindendir.
"Domuz" Yatırımcı
Olumsuz yatırımcı profili tariflerinden biri “domuz” profile sahip yatırımcılardır.
Bu tip yatırımcılar analizden uzak, sürekli tüyo ile hareket eden, kısa vadeli düşünen, sabırsız, aç gözlü ve kısa vadeli hareket ederler.
Bu tip yatırımcılar ile ilgili en bilinen deyişlerden biri “borsada boğalar para kazanır, borsada ayılar da para kazanır ama borsa da domuzlar katledilir.” şeklindedir.
"Koyun" Yatırımcı
Bir diğer olumsuz yatırımcı profili “koyun” profile sahip yatırımcılardır.
Bu profildeki yatırımcıların alım ya da satım için bir yatırım stratejisi yoktur ve sürekli bir kılavuz ya da tavsiye ararlar. Bunların yokluğunda ise en popüler yatırımlara eşlik ederler. Özellikle sosyal medyada yapılan yatırım analizlerinin temel hedef kitlesi konumundadırlar.
Bu profildeki bir yatırımcı en fazla kaybı boğa trendine girmiş piyasalara yatırım yaptığında yaşar. Bunun nedeni ise, bu durumun popüler hale gelmesi, kendisinin bu trende ayak uydurması ve yatırım yapması zaman alacaktır ve ancak “coşku” içindeki piyasada yatırım kararını alacaktır.
"Kaplumbağa" Yatırımcı
“Kaplumbağa” yatırımcı profili 1983 yılında yapılan bir deney sonucu oluşan bir yatırımcı profilidir.
“Yatırımcı olmak doğuştan gelen bir yetenek midir yoksa sonradan da öğrenilebilir mi?” sorusuna yanıt arayan deney, daha önce hiç yatırım deneyimi olmayan 10 kişiye verilen kısa bir eğitimin ardından yürütülmüş ve deney grubunun dört yılın sonundaki kazancı %80’in üzerine çıkmıştır.
Buna göre piyasalardaki yükseliş (boğa) ve düşüş (ayı) trendlerini takip eden, yatırım yapacağı piyasanın özelliklerini bilen, pozisyon büyüklüğüne sistematik olarak karar verebilen ve duygularını bu kararlarına karıştırmayan yatırımcılar “kaplumbağa” profiline sahip yatırımcılar olarak tanımlanmaktadır.
"Kurt" Yatırımcı
Etik ilkelerden uzak, kazanç için her yöntemi deneyen yatırımcı profili “kurt” olarak tanımlanmaktadır. Boğa piyasasında ya da ayı piyasasında yatırım yapmak üzerine stratejileri olan yatırımcıların bu stratejilerini etik dışı ve hatta suç tanımına girecek şekilde manipüle ederler.
Tek başına hareket edebilen kurt yatırımcı olduğu gibi grup halinde de hareket ederek yatırımcıları yanıltacak hisse hareketleri oluştururlar.
En ünlü kurt yatırımcılardan "The Wolf of Wall Street" ismiyle hem kitabı yazılan hem de sinema filmi çekilen Jordan Belfort’tur. Hisse manipülasyonu suçundan 22 ay hapis cezası çekmiştir.
Türk kurt yatırımcılarını görmek için SPK’nın haftalık olarak yayınladığı bültenlerin “işlem yasaklıları ve suç duyuruları” başlıklı yaptırım sayfalarına göz atmanızı tavsiye ederim.
"Tavuk" Yatırımcı
Yatırımının geri dönüşünde düzük kazancı, zarar tercih eden ve bu nedenle büyük getiri potansiyeli olan riskli yatırımlardan uzak duran yatırımcı profili “tavuk” yatırımcı olarak adlandırılmaktadır.
Bu profildeki yatırımcıların en beğendiği yatırım araçlar devlet tahvili, hazine bonusu, vadeli mevduat gibi risksiz yatırım ürünleridir.
Her çeşit borsa, “tavuk” profilindeki yatırımcı için uzak durulması gereken yatırım araçlarının başında gelmektedir.
"Erkek Geyik" Yatırımcı
Bazı yatırımcılar için sermaye piyasalarının “ayı” ya da “boğa” trendinde olmasının bir önemi yoktur. “Erkek Geyik” olarak adlandırılan bu profildeki yatırımcılar için kazancın kısa sürede elde edilmesi en önemli hedeftir. BU özellikleriyle kurtlara benzeseler de erkek geyik profilindeki yatırımcılar kazanç için etik dışı ya da suç sayılabilecek işlemler yapmazlar.
Özellikle şirketlerin ilk halka arzlarına yatırım yaparak, hissenin kısa sürede yükseliş beklentisinden kazanç sağlamaya çalışırlar.
Bunun yanında normal hisse senetlerini de kısa süreli olarak al-sat yaparlar ve küçük fiyat hareketlerinden bile kazanç elde etmeye çalışırlar.
Kısa süreli yatırımcı oldukları için birden fazla analiz türünden faydalanarak en kısa sürede fayda sağlayabilecekleri analiz sonucunu öğrenmeye çalışırlar.
"Devekuşu" Yatırımcı
Sermaye piyasaları, bu yazımın genelinde bahsettiğim şekilde inişli ve çıkışlı bir seyir izler. Yatırımcıların geneli de bu durumlara göre yatırım kararlarını gözden geçirerek yeni bir strateji belirler.
Karlsson L. ve Loewenstein G.’nin 2009 yılında İsveçli ve Amerikalı yatırımcıların yatırım kararlarını inceledikleri çalışmaları ile finans literatürüne giren “devekuşu” yatırımcı profiline sahip yatırımcılar ise, karşılaştıkları kötü durumlarda yeni bir yatırım stratejisi belirlemek yerine mevcut duruma kayıtsız kalarak ve başlarını kuma gömerek bu durumdan kurtulmayı bekler.
"Topal ördek" Yatırımcı
Günümüzde sermaye piyasalarından daha çok politik bir ifade olarak kullanılan topal ördek kavramının yatırımcılarla ilgili ilk kullanımı henüz teşkilatlanmış düzenli borsaların olmadığı ve yatırım işlemlerinin kafelerden yürütüldüğü 1700’lü yıllara dayanmakta ve o dönemin gazete ve haberlerinde sıkça kullanıldığı görülmektedir.
“Topal ördek” yatırımcı, finansal yatırımlarında ya da ticaret hayatında başarısız olmuş, borçlarını ödeyemeyerek iflas etmiş yatırımcıyı tanımlamaktadır.
"Balina" Yatırımcı
“Balina yatırımcı” profili, sermaye piyasalarındaki varlıklara çok yüksek miktarlarda sahip olan yatırımcılardır.
Tek başlarına ya da grup halinde hareket ederek sermaye piyasalarındaki varlıkların trendini istedikleri şekilde yönlendirirler ve bu yolla kazanç sağlamaya çalışırlar. Bu yöndeki hareketlerine ise "balina hareketi" adı verilir.
"Kripto-varlık piyasaları" günümüzde balina kavramı ve balina hareketinin en sık görüldüğü piyasalardır. Bloomberg’in 2017 yılındaki haberine göre tüm bitcoinlerin yaklaşık %40’ı 1.000 kişinin elindedir. Bu kişiler bitcoin piyasasındaki fiyatlara alış ve satış hareketleriyle istedikleri şekilde yön verebilmektedir.
"Tavşan" Yatırımcı
“Tavşan profili”ndeki yatırımcıların temel hedefi, sermaye piyasalarında günlük yatırımlar yaparak kazanç elde etmeye çalışmaktır. Yatırımını yaptıktan sonra sonucunu aynı gün içinde kazanç olarak elde etmek isterler. İşlem süreleri bu nedenle çık kısadır.
Tavşan terimi aynı zamanda finansal piyasaların seyri için de kullanılmaktadır. Herhangi bir trendi olmayan piyasalar “tavşan piyasa” olarak adlandırılır.
"Köpek" Yatırımcı
Yatırımcısına beklenen getiriyi sağlayamayan ve düşük performans gösteren hisse senetleri “köpek” hisse olarak adlandırılmaktadır. Bu hisseler düşük performans göstermelerine karşın gelecekte trendinin yukarı döneceğine olan inanç sebebiyle hala talep görebilir niteliktedir. Özellikle yeterince oturmuş faaliyeti, yakaladığı sürdürülebilir kârına ve yüksek temettü ödemelerine rağmen bazı hisse senetleri bu kategoriye girebilir. Bu tarz hisselere yatırım yapma stratetjisi “Dogs of the Dow” teorisi ile açıklanmaktadır.
Bu kavram ilk olarak Michael O’Higgins tarafından “Beating the Dow” kitabında yayınlanmıştır.
Bu stratejiyi benimseyen yatırımcılar Dow Jones Endeksi’ni oluşturan 30 hisse senedinin (DOW30) içindeki en yüksek temettüyü veren 10 hisse senedine yatırım yaparak kazanç elde etmeye çalışırlar.
Türkiye sermaye piyasalarında da bu nitelikte hisseler bulunmaktadır.
"Şahin & Güvercin" Politika
Sermaye piyasalarının trendini anlatmak için kullanılan ve birbirini tamamlayan “ayı piyasası” ve “boğa piyasası” terimlerine benzer şekilde, özellikle sermaye piyasalarındaki faiz politikaları için belirlenen stratejiler için “şahin” ve “güvercin” ifadeleri kullanılmaktadır.
“Şahin” faiz politikasında ana hedef, kısa vadeli faiz oranlarının yüksek tutularak para arzının düşürülmesi ve enflasyonun kontrol altında tutulmasıdır. Tersi olan “güvercin” faiz politikasında ise ana hedef kısa vadeli faiz oranlarının düşük tutularak yatırımların artırılması ve bu şekilde istihdam yaratılmasıdır.
"Ölü At" Teklifi
Gerçek amacı gizlemek için kullanılan perde anlamına gelen eski bir İngiliz deyişinden türetilen kavram Türkçe’ye sanırım ancak “Ölü at teklifi” olarak geçebilir.
Özellikle iflas sürecindeki şirketlerin varlılarına verilen ilk teklif anlamına gelen ölü at teklifi, bu yatırımla neyin hedeflendiği öngörülemediği zaman kullanılmaktadır.
İflas sürecindeki şirkete verilen ilk teklif diğer şirketler için alt sınır olarak kabul edilir ve bundan sonraki teklifler bu tutarın üzerinde olmalıdır. Sürecin sonunda ilk teklif kazandığında bazı iskonto ve teşviklerden faydalanarak iflas sürecindeki şirketin değerli varlıklarını satın alır.
"Kedi" Zıplaması
1985 yılında Malezya ve Singapur Borsaları’nda yaşanan hızlı düşüşün ardından varlık fiyatları bir süreliğine keskin bir yükseliş göstermiştir. Yaşanan bu durum "yeterince yüksekten bırakılırsa ölü bir kedi bile sıçrayabilir" şeklinde açıklanmıştır.
“Ölü kedi sıçraması (Dad cat bounce)” terimi bir hisse senedi ciddi bir düşüşte iken bir süreliğine keskin bir sıçrama yaşadığında kullanılır.
Sermaye piyasaları ayı piyasası trendinde iken arz ve talep bir süreliğine dengesiz hale gelir ve bu durum varlıklarda hızlı bir fiyat artışına yol açabilir. Kısa süreli yaşanan bu durum aynı zamanda “boğa tuzağı” olarak da adlandırılmaktadır. Bir süre yükselen varlık fiyatları daha sonra ilk fiyatından daha düşük hale gelir.
"Fil" Yatırımcı
Sermaye piyasalarında hem gerçek kişiler hem tüzel kişiler işlem yapmaktadır. Yatırım fonları gibi büyük kurumsal yatırımcılar, aynı zamanda sermaye piyasalarının da en büyük yatırımcılarıdır. Bu kurumlar sahip oldukları yüksek nakitleri ile sermaye piyasalarında yatırım yaptıklarında bu varlıkların fiyatları bu işlemden etkilenir ve diğer yatırımcıları etkiler.
Bu durum şu örnekle açıklanmaktadır: Bir fil havuza girerse (bir varlığa yatırım yaparsa) havuzun suyu (varlık fiyatları) yükselir; sudan çıkarsa (varlık satışı yaparsa) havuzun suyu düşer (varlık fiyatları) düşer.
"Kelebek" Etkisi
“Kelebek” kavramı hem sermaye piyasalarının birbirini etkilemesini açıklamak için “kelebek etkisi” şeklinde hem de sermaye piyasası enstrümanlardan olan opsiyon fiyatlandırmalarında kullanılmaktadır.
Birbiri ile entegre küresel sermaye piyasalarında ortaya çıkan bir durum, diğer sermaye piyasalarındaki başka bir durumu tetikler. Bu genelde Amerika Borsaları’nın düşmesinin ardından Dünya’nın diğer borsalarının da düşme eğilimine girmesi şeklinde örneklendirilir.
Opsiyon fiyatlama stratejilerinde kullanılan kelebek marjı ya da demir kelebek fiyatlama stratejisi gibi terimler, varlık fiyatlarında yaşanacak olası iki yönlü (yükselme ve düşme) fiyat hareketlerine katılma amacıyla yapılan opsiyon sözleşmeleri için kullanılmaktadır.
"Unicorn" Girişim
Gerçek doğal yaşamı dışında ancak sermaye piyasalarının içinde ve nispeten daha yeni bir terim olan “unicorn” değeri 1 milyar doları aşan özel girişimler için kullanılan terimdir. Her ne kadar zaman zaman başarısız ilk halka arz sonrası yatırımcısını zarar uğratsa da bu şirketler genel olarak, yatırımcısi için büyük kazançlar vaadeder.
1990’ların en ünlü unicorn’u Google, 2000’li yılların başındaki en ünlü unicorn Facebook ve günümüzde ise Airbnb, Uber gibi firmalardır.
Sermaye piyasalarının doğal yaşam alanı en geniş haliyle bu ekosistemde devam ediyor.
Bu yazıyı sosyal medyada paylaşmak için ekranın solundaki sosyal medya araçlarını kullanabilrsiniz.
Kaynaklar